Serap – Mirage

12 yaşlarında bir genç çocuğun gözünden; dünya. Bilmiyor henüz fenalıkların en kötüsünü insana neyin getirdiğini. Ezik kalmak, umut ve umutsuzluk, sahipsizlik, ihanet, şefkat, yaşamı olduğu gibi kabullenme üzerine tasarruflu cümleler ile bezeli; savaştan, karmaşa ve gözyaşından, belirsizlikten, ciddiyetin kurşun ağırlığıyla üzerine çöktüğü bir hayal kırıklığından sanki ümitleri bir kaçışa, bir gidişe bizde tasavvufta olan ruhun emanet olan bedeni terk edip vuslata kavuşmasına benzer bir inanmışlıkla bağlayan, kim bilir daha önce çok defa söylenmiş bir öykü. Öykünün de ötesinde film boyunca gördüğümüz ve duyduğumuz melodiler bize oldukça yakın. Sanki yan sokaktan geliyormuş gibi. İlk olarak bir Kusturika rüzgarı estirmiş o usta yönetmenimiz. Bu başlangıç kişiyi biraz yanıltıyor. Zevkli bir film beklerken, karşımıza saf bir drama çıkıyor. İlk kurşun oluyor bu, biz son kurşunla filmi bitiriyoruz.