Kabil’in Kırlangıçları

Les hirondelles de Kaboul
FHD Moly OkRu

Film Hakkında
2 yıl önce eklendi
Kabil’in Kırlangıçları
1.863 izlenme
IMDb: 7.4
The Swallows of Kabul, Kâbil’in zorlu yaşam koşulları arasında sıkışıp kalmış iki çifti odak noktasına alıyor: Modern yaşam koşullarında, refah içinde yaşamaya alışmış burjuva bir çift ve Taliban’ın hizmetinde çalışan bir gardiyan ile onun muhafazakar eşi. Farklı yaşam görüşlerine sahip bu iki çift, savaşın ve baskının hüküm sürdüğü Kâbil’deki karanlık bir girdabın içinden aydınlık bir geleceğe çıkmanın yolunu arıyor.
Yapım Yılı:
Ülke:
Yorumlar 3 Yorum
  • SeldemMisafir

    İbret ve dersler dolu muhteşem bir film. Tüm Türk kadınları bu filmi izlemeli ve Büyük Atatürk’ün onlara sağladığı özgürlük ve hakların kıymetini bilmelidir.


    9

    4
    • Bir düşün..Misafir

      Tilkiler şöyle diyormuş : “Tavuklar özgürdür, kümeslere hapsedilemez”! Sözde onların iyiliğini istiyorlarmış, inanalım mı?!
      Dr. Ömer Abdulkâfi’nin dediği gibi, “onlar kadının özgürlüğünü değil, kadına ulaşmanın özgürlüğünü istiyor. ”
      Evet, kimsenin bilmediği bir makineyi ancak onu yapan bilirse, insanı da ancak onu var eden bilir. Fıtratına uygun olanı ondan ister. Ona yaratılış gayesini söyler; doğruyu ve yanlışı gösterir, kanun koyar, yaptıklarından ötürü ceza ya da mükâfat verir.
      İslâmiyet, kadını özel kılmıştır, kadın bedenini ifşa etmez, değerlidir, kadının mahremiyeti esastır. M. Akif’in dediği gibi, “Medeniyet demek açmak ise bedeni, desene o zaman hayvanlar, insanlardan daha medeni.”
      Özgürlük ve çağdaşlık adı altında da
      Bu sınırları aşan, hem kendi nefsine, hem başkalarına zulmetmiş, asıl gideceği ebedi ahiret yurdunu tehlikeye atmıştır.
      İslâmın hak sedasına kulaklarını tıkayanlar, son nefeste hakikati görünce iş işten geçmiş olacak!…


      2

      2
    • Bir düşün...Misafir

      Tilkiler şöyle diyormuş : “Tavuklar özgürdür, kümeslere hapsedilemez”! Sözde onların iyiliğini istiyorlarmış, inanalım mı?!
      Dr. Ömer Abdulkâfi’nin dediği gibi, “onlar kadının özgürlüğünü değil, kadına ulaşmanın özgürlüğünü istiyor. ”
      Evet, kimsenin bilmediği bir makineyi ancak onu yapan bilirse, insanı da ancak onu var eden bilir. Fıtratına uygun olanı ondan ister. Ona yaratılış gayesini söyler; doğruyu ve yanlışı gösterir, kanun koyar, yaptıklarından ötürü ceza ya da mükâfat verir.
      İslâmiyet, kadını özel kılmıştır, kadın bedenini ifşa etmez, değerlidir, kadının mahremiyeti esastır. M. Akif’in dediği gibi, “Medeniyet demek açmak ise bedeni, desene o zaman hayvanlar, insanlardan daha medeni.”
      Özgürlük ve çağdaşlık adı altında da
      Bu sınırları aşan, hem kendi nefsine, hem başkalarına zulmetmiş, asıl gideceği ebedi ahiret yurdunu tehlikeye atmıştır.
      İslâmın hak sedasına kulaklarını tıkayanlar, son nefeste hakikati görünce iş işten geçmiş olacak!…


      1

      1
Yukarı Çık