John Doe filminde; sıradan bir adam, bildiği tek şekilde vahşete karşı savaşıyor... Her seferinde bir suçluyu öldürerek. Bir kahraman mı, yoksa hain mi? Adalet mi, intikam mı? Siz karar verin...
Bugüne kadar izlediğim en güzel ve anlamlı film. Hiç tereddüt etmeden ailecek de izleyebileceğiniz EFSANE film. Ve dünyada olması gereken adaleti anlatan güzel bir film.
suç ve adalet sistemi üzerine teorik, gerçekçi [sondaki abartılı sahne dışında (küçük bir şey film güzel)] düşündürücü ve biraz da yönlendirici (söylemem lazım kendi düşüncesini benimsetmeye çalışmış) düşünce doğru mu bilmem ama aydınlatıcı olmuş.
ki; adaletin sekteye uğradığı gerçeğini görmezden gelemediğimiz bu zor günlerde…
Güzel bir film, polisiye ve suç severler için tavsiye ederim, biraz sondan başa doğru giden bir film, birazda filmin ortalarından bir şeyler kesit kesit gösteriliyor, sadece filmin sonunda bir şeyi tam açıklığa kavuşmamış, katil hüküm giydi mi ceza aldı mı orasını anlayamadım, daha doğrusu göstermediler
Adalet sistemine sert bir eleştiri içeren filmin hemen hemen herkesi derinden sarsacak bir konusu var.
Bir toplumda adalet terazisi kaymış, masumlar cezalandırılırken suçlular rahatça yaşıyorsa ve biz bunun farkındaysak ne kadar tahammül edebiliriz? Sistem bizi de mağdur etmeden bir şey yapmayacak mıyız? Bana dokunmayan yılan kaç bin yıl daha yaşayacak? Ve bana dokunduğunda, olmayan adalet karşısında çaresizliğimizle yüzleşince ne yapacağız? Filmi izlediğinizde bu sorularla karşılaşacaksınız.
Karısı ve kızı vahşice öldürülen John Doe bir vitrin mankeni maskesi takarak toplumda ne kadar azılı suçlu varsa öldürmeye başlıyor. Sapıkları, canileri, pedofilleri tek tek öldürüyor. İşlediği cinayetleri videoya kaydedip önceleri internet üzerinden sonra da özel bir kanaldan yayınlıyor. Cinayetler artınca hem polisin hem de halkın ilgisini çekmeye başlıyor. Toplumda kaybolan adalet duygusuna kendi kişisel yöntemleri ile çözüm arayan John, tepki ile karşılansa bile büyük bir hayran kitlesi de oluşuyor. Tabi zamanla örgütlenen hayran kitlesi onu taklit etmeye başlayınca, masum birinin ölümüne sebep oluyorlar. Bu da John`un macerasını sonlandırması için bir sebep oluyor. Filmimizin kısa özeti bu.
Gelgelelim filmi çarpıcı yapan senaryonun arka planında yatan ve herkesin içindeki kanayan yarası olan suç-ceza sistemine dair yaşadığı sorunlara…
Hemen hemen bütün dünyada kaybolan bir adalet dengesinden söz ediyoruz. Masumların cezalandırıldığı ve suçluların hoyratça serbest dolaşıp suç işlemeye devam ettiği bir dünyada yaşıyoruz. Dünyadaki adalet anlayışı onca bilimsel çalışma ve modern tekniklere rağmen sürekli aksayıp duruyor. Neredeyse dünyanın hiçbir yerinde adaletin hüküm sürdüğü bir memleket göremiyoruz. O kadar çok örnek yaşadık ki yakın dönemde. Norveçli Breivik yabancı düşmanlığı yüzünden rastgele ateş ederek 77 kişiyi öldürüyor ve sadece 21 yıl hapis cezasına çarptırılıyor. Ya da ülkemizde işlenen korkunç cinayet ve sapkınlıkları hatırlayalım. Hangi birine verilen ceza toplum vicdanını rahatlattı. Baklava çalan çocuğa verilen cezayı hala unutmuş değiliz.
Sıradan bir insan, siyasi bir takım hesaplar yüzünden ömür boyu hapse mahkûm oluyor, bir çocuk basit bir suçtan cezaevine girip bir suç makinasına dönüştürülüyor. Bunun yanında elitlerin işledikleri suçlar yanlarına kar kalıyor ve dışarda caka satmaya devam ediyorlar.
Soruna çözüm olarak her şehre bir John Doe mi bulmak lazım?
Oysa adalet sistemi doğru işlese Özgecan`ın katilini koğuş arkadaşları öldürerek günahını azaltmazdı. Aşağılanmış bir şekilde ibret olacak şekilde öldürülür ve başka Özgecanlar kurban olmazdı.
İslam adalet sisteminde kısastan bahsederken “Kısasta Hayat Vardır” ilkesinden söz edilir. Kısasın olduğu sistemde katillerin çoğalması mümkün değildir. Katili durduran “katl” hayattır. Kısas bu manada hayat bahşedicidir. John Doe, kısas hükmünün olduğu bir sistemde cinayet işlemez ve mağdur olmazdı. Kan davaları biter, mazlumun yüreği serinler, zalim korkar ve bir haksızlık yapmak istediğinde iki kere düşünmek zorunda kalırdı.
Bunun yanında af, mağdura verilen bir hak olmalı değil miydi? Sistem suçluyu bağışlarken, mağdura verdiği cezanın farkında değil mi, kimin umurunda?
Evet, filmimiz bu ve suç- ceza sisteminin problemlerini irdelerken İslam`ın “kısasta hayat vardır” ilkesini bizlere göstermesi açısından çok iyi bir örnek. İzlemenizi tavsiye ederim. Tabi ki çocuklar izlemesin…
Bence güzel bi film olmuş arkadaşlar izlenir
0
0
Kesinlikle mükemmel bir film admin teşekkürler.. İnsanlıga ders veren film…
0
0
Harika film. Soluksuz izlenecek filmlerden. Sanki propaganda yapmışlar ayaklanalım diye.
0
0
zamanınıza deyecek bir filim bence puanı 8 den aşşağı olmamalı
0
0
müthiş
0
0
Izlediyim en guzel filimler arasinda yer aldi hele sonuna bayildim
0
0
mükemmel
0
0
DEXTER kokuyo ama başarılı…
0
0
Dünyanın ve çaresiz insanların ihtiyacı olan adam .muhteşem bir filmdi
0
0
Kesinlikle mükemmel bir film
0
0
Film güzel.Final şaşırtıcı.Mesajlar harika.bunu beğenenler ‘Şehrin Azizleri’ni de beğenir.
0
0
Filimi çok begendim gerçekten günümüz zamanında ki olmayan adaletten bahsediyor bence
0
0
Bugüne kadar izlediğim en güzel ve anlamlı film. Hiç tereddüt etmeden ailecek de izleyebileceğiniz EFSANE film. Ve dünyada olması gereken adaleti anlatan güzel bir film.
0
0
müthiş müthiş müthiş.her ülkeye böyle biri lazım.
0
0
suç ve adalet sistemi üzerine teorik, gerçekçi [sondaki abartılı sahne dışında (küçük bir şey film güzel)] düşündürücü ve biraz da yönlendirici (söylemem lazım kendi düşüncesini benimsetmeye çalışmış) düşünce doğru mu bilmem ama aydınlatıcı olmuş.
ki; adaletin sekteye uğradığı gerçeğini görmezden gelemediğimiz bu zor günlerde…
0
0
kesinlikle harika film mutlaka izleyin
0
0
izlemeye değer…
0
0
6.6 cok az beyler bu filme konusu olsun kalitesi olsun super
0
0
Güzel bir film, polisiye ve suç severler için tavsiye ederim, biraz sondan başa doğru giden bir film, birazda filmin ortalarından bir şeyler kesit kesit gösteriliyor, sadece filmin sonunda bir şeyi tam açıklığa kavuşmamış, katil hüküm giydi mi ceza aldı mı orasını anlayamadım, daha doğrusu göstermediler
0
0
Güzeldi,beğendim
0
0
Bu filme bakalım moralimiz düzelsin. bu site guzel filmler takılmıyor
0
0
adaleti sağlamış
0
0
salakca aptalca basit ve sıkıcı
0
0
Adalet sistemine sert bir eleştiri içeren filmin hemen hemen herkesi derinden sarsacak bir konusu var.
Bir toplumda adalet terazisi kaymış, masumlar cezalandırılırken suçlular rahatça yaşıyorsa ve biz bunun farkındaysak ne kadar tahammül edebiliriz? Sistem bizi de mağdur etmeden bir şey yapmayacak mıyız? Bana dokunmayan yılan kaç bin yıl daha yaşayacak? Ve bana dokunduğunda, olmayan adalet karşısında çaresizliğimizle yüzleşince ne yapacağız? Filmi izlediğinizde bu sorularla karşılaşacaksınız.
Karısı ve kızı vahşice öldürülen John Doe bir vitrin mankeni maskesi takarak toplumda ne kadar azılı suçlu varsa öldürmeye başlıyor. Sapıkları, canileri, pedofilleri tek tek öldürüyor. İşlediği cinayetleri videoya kaydedip önceleri internet üzerinden sonra da özel bir kanaldan yayınlıyor. Cinayetler artınca hem polisin hem de halkın ilgisini çekmeye başlıyor. Toplumda kaybolan adalet duygusuna kendi kişisel yöntemleri ile çözüm arayan John, tepki ile karşılansa bile büyük bir hayran kitlesi de oluşuyor. Tabi zamanla örgütlenen hayran kitlesi onu taklit etmeye başlayınca, masum birinin ölümüne sebep oluyorlar. Bu da John`un macerasını sonlandırması için bir sebep oluyor. Filmimizin kısa özeti bu.
Gelgelelim filmi çarpıcı yapan senaryonun arka planında yatan ve herkesin içindeki kanayan yarası olan suç-ceza sistemine dair yaşadığı sorunlara…
Hemen hemen bütün dünyada kaybolan bir adalet dengesinden söz ediyoruz. Masumların cezalandırıldığı ve suçluların hoyratça serbest dolaşıp suç işlemeye devam ettiği bir dünyada yaşıyoruz. Dünyadaki adalet anlayışı onca bilimsel çalışma ve modern tekniklere rağmen sürekli aksayıp duruyor. Neredeyse dünyanın hiçbir yerinde adaletin hüküm sürdüğü bir memleket göremiyoruz. O kadar çok örnek yaşadık ki yakın dönemde. Norveçli Breivik yabancı düşmanlığı yüzünden rastgele ateş ederek 77 kişiyi öldürüyor ve sadece 21 yıl hapis cezasına çarptırılıyor. Ya da ülkemizde işlenen korkunç cinayet ve sapkınlıkları hatırlayalım. Hangi birine verilen ceza toplum vicdanını rahatlattı. Baklava çalan çocuğa verilen cezayı hala unutmuş değiliz.
Sıradan bir insan, siyasi bir takım hesaplar yüzünden ömür boyu hapse mahkûm oluyor, bir çocuk basit bir suçtan cezaevine girip bir suç makinasına dönüştürülüyor. Bunun yanında elitlerin işledikleri suçlar yanlarına kar kalıyor ve dışarda caka satmaya devam ediyorlar.
Soruna çözüm olarak her şehre bir John Doe mi bulmak lazım?
Oysa adalet sistemi doğru işlese Özgecan`ın katilini koğuş arkadaşları öldürerek günahını azaltmazdı. Aşağılanmış bir şekilde ibret olacak şekilde öldürülür ve başka Özgecanlar kurban olmazdı.
İslam adalet sisteminde kısastan bahsederken “Kısasta Hayat Vardır” ilkesinden söz edilir. Kısasın olduğu sistemde katillerin çoğalması mümkün değildir. Katili durduran “katl” hayattır. Kısas bu manada hayat bahşedicidir. John Doe, kısas hükmünün olduğu bir sistemde cinayet işlemez ve mağdur olmazdı. Kan davaları biter, mazlumun yüreği serinler, zalim korkar ve bir haksızlık yapmak istediğinde iki kere düşünmek zorunda kalırdı.
Bunun yanında af, mağdura verilen bir hak olmalı değil miydi? Sistem suçluyu bağışlarken, mağdura verdiği cezanın farkında değil mi, kimin umurunda?
Evet, filmimiz bu ve suç- ceza sisteminin problemlerini irdelerken İslam`ın “kısasta hayat vardır” ilkesini bizlere göstermesi açısından çok iyi bir örnek. İzlemenizi tavsiye ederim. Tabi ki çocuklar izlemesin…
0
0